Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi Hakkında

Türkiye’de terörün finansmanı, kara para aklanması ve kitle imha silahlarının yayılmasını önlemek adına uluslararası normlarla uygun olacak şekilde düzenlemeler yapılması gerekliliğinin önemi ortadadır. Bununla birlikte, 16.12.2020 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulan 129 sayılı, Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi’ndeki sivil toplum kuruluşlarını (STK) ilgilendiren mevzuatta öngörülen değişiklikler, STK’ların daha az elverişli bir ortamda faaliyet göstermelerine yol açacağı konusunda endişeleri de beraberinde getirmektedir.  

Bu doğrultuda, Türkiye’de sivil toplumun yasal, mali ve işlevsel altyapısını geliştirmek için faaliyet gösteren bir kuruluş olarak aşağıdaki noktalara dikkat çekmek istiyoruz:

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararları ve Mali Eylem Görev Gücü (FATF) Tavsiyeleri uyarınca yapılması planlanan düzenlemelerin taraf olduğumuz sözleşmeler ve üyesi olduğumuz kuruluşların tavsiyelerine uygun olarak hazırlanması büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle söz konusu düzenlemeler yapılırken BM ve FATF’ın tavsiyeleri bütüncül bir bakış açısıyla ele alınmalıdır ve temel hak ve özgürlüklerin gözetilmesi gerekmektedir. FATF’ın kâr amacı gütmeyen kuruluşların istismar edilmesini önleyerek terörizmin finansmanıyla mücadele etme konusundaki tavsiyesi uyarınca, yapılacak düzenlemelerin orantılılık ilkesine uygun olması, risk-analizine dayanması ve STK’ların katılımıyla belirlenmesi önem taşımaktadır. Bu doğrultuda, alınan tedbirlerin orantılı olması gözetilerek sivil toplumun elverişli bir ortamda faaliyet göstermesine katkı sağlanmalıdır.

Bu açılardan değerlendirildiğinde, söz konusu kanun teklifinde yer alan mevzuat değişikliği önerilerinin sivil toplum için elverişli ortamı gözeten bir çerçevede yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu konuda yapılacak tüm çalışmalarda terörizmin finansmanına ilişkin mücadeleye etkin biçimde katkı sağlanırken, sivil toplum kuruluşlarının varlıklarını ve çalışmalarını destekleyici bir yaklaşımın da önceliklendirilmesi gerekmektedir.

Saygılarımızla,

TÜSEV